7 Kasım 2013 Perşembe

TOPRAK
Toprak, içerisinde organik ve mineral maddelerle, su ve hava bulunduran, ana kayanın fiziksel ve kimya­sal çözülmesiyle oluşan, yeryüzünü saran örtü taba­kasıdır. Toprak oluşumu için ana kayanın çözülmesi gerekir.
Ana kaya üç şekilde çözülür.
Fiziksel (mekanik) çözülme
Kimyasal çözülme
Biyolojik çözülme
1. Fiziksel Çözülme

Gece ile gündüz arasındaki sıcaklık farkından dolayı ısınma ve soğuma sonucunda taşların içinde bulunan mineraller sürekli genleşip büzülerek zaman­la birbirinden ayrılır. Böylece taşlar ufalanır. Bu tür çözülme kurak ve yarı kurak bölgelerde daha fazla görülür. Bu tür alanlarda toprak oluşumu uzun zaman alır.
Dünya'da fiziksel çözülmenin en fazla olduğu yer günlük sıcaklık farkının fazla olduğu çöllerdir.
2. Kimyasal Çözülme

Suyun bol olduğu nemli iklim bölgelerinde görü­len çözülmedir. Taşların bünyesinde bulunan ve suda çözülebilen maddelerin taştan ayrılmasıyla meydana gelir.
Kimyasal ayrışma Dünya'da en fazla nemin ve sıcaklığın yüksek olduğu Ekvatoral kuşakta görülür.
3. Biyolojik (Organik) Çözülme
Genellikle bitki köklerinin taş çatlaklarına sokul­ması ve büyürken çatlağı genişletmesi şeklinde olu­şan çözülmedir.
TOPRAK OLUŞUMUNU ETKİLEYEN FAKTÖRLER
1. İklim
Toprak oluşumunda en önemli faktördür. Fiziksel ve kimyasal ayrışma iklim etkisiyle olur. Topraktaki humus miktarıda iklime bağlıdır. Bitki örtüsünün gür olduğu yerlerde humus fazla, kuraklığın fazla olduğu alanlarda bitki örtüsü cılız olduğundan humus az olur.
Aşırı yağış alan yerlerde topraktaki humusun bir kısmı taşındığı için humus bakımından fakir olur.
2. Ana kayanın etkisi
Toprak oluşumunda ana kayanın yapısı büyük önem taşır. Ana kayanın direnci çözülmede etkili olur. Sert kayaçların ayrışması daha zordur. Ana kayanın cinsi ve bileşimi oluşan toprağın kireçli, killi, kumlu fosforlu veya milli olmasını etkiler.
3. Yerşekilleri
Eğim, yükselti ve bakı olarak değerlendirebiliriz. Eğimli arazilerde oluşan toprak, yerçekiminin de etkisiyle eğim doğrultusunda hareket edeceğinden toprak oluşu­mu zorlaşır.
Yükseklere doğru çıkıldıkça sıcaklık azalır. Sıcaklı­ğın azalması ayrışmayı etkileyeceğinden toprak oluşu­mu güçleşir.
Bakı, dağların güneşe dönük yamaçlarıdır. Bakı, sıcaklık ve bitki örtüsünü etkilediği için toprak tiplerinin oluşumunda büyük rol oynar.
Bakı etkisiyle aynı dağın farklı yamaçların da sıcaklık ve nemlilik farkı olacağından, farklı özelliklere sahip topraklara rastlanabilir.
4. Zaman
Ana kayanın çözülmesi, çözünen kayaçların üze­rinde bitkilerin oluşması, toprak yüzeyindeki organik maddelerin parçalanarak humusa dönüşmesi çok uzun yıllar sürer. Ayrıca toprakların bütün katlarıyla oluşabilmesi zamana bağlıdır. 1 cm'lik toprağın oluşa­bilmesi için en az 100 - 150 yıl geçmesi gerekir.
5. Canlılar ve Bitki Örtüsü
Bitki örtüsünün gür olduğu yerlerde topraktaki or­ganik çözülme hızlanır. Bitkiler yaprak, dal, meyve ve tohumlarının toprağa karışması ile topraktaki humus miktarı artar, humuslu toprak verimli topraktır.
Toprak oluşumunu etkileyen faktörler her yerde farklılık gösterir. Bu da çok çeşitli toprak tiplerinin oluşumuna neden olur.
TOPRAK HORİZONLARI

A HORIZONU
B HORIZONU
C HORIZONU
D HORIZONU
A Horizonu
Toprağın en üst katmanıdır. Bu katman güneş, su ve rüzgarın etkisi ile iyice ayrışmıştır. Canlı kalıntılarının toprağa karışması nedeniyle organik madde ve humus bakımından zengindir. Genellikle koyu renklidir.
B Horizonu
Mineral maddelerin biriktiği katmandır. A horizo­nunundan sızan tuz, kireç, kil gibi maddeler bu katta bulunur. Genellikle kahverengidir.
C Horizonu
Ana kayanın iri parçalarından oluşan katmandır. C horizonu altında ana kaya bulunduğundan altındaki ana kayanın özelliklerini yansıtır.
D Horizonu
Ana kayanın bulunduğu katmandır. Bu katman­daki ana kaya parçalanmamış haldedir.
TOPRAK TÜRLERİ

A) ZONAL (YERLİ) TOPRAKLAR
Ana kayanın bulunduğu yerde çözülmesiyle olu­şan topraklardır. Bu nedenle zonal topraklara yerli topraklar da denir. Bu tür toprakların özellikleri ana- kayanın cinsine ve çevrede etkili olan iklim özellikle­rine bağlıdır. Zonal topraklar taşlı, kireçli, kumlu, hu­muslu olabilirler. Bu tür topraklarda genelde A, B, C D horizonları belirgindir.
Zonal toprak türleri şunlardır:
1. Laterit Topraklar

Sıcaklığın ve yağışın yüksek olduğu Ekvatoral bölgede görülen topraklardır. Laterit topraklar kimya­sal çözülme sonucu oluşmuştur. Ekvatoral bölgede bitki örtüsü sık olduğundan bu topraklar humus bakı­mından zengindir. Ancak aşırı yağışlar sonucu topra­ğın yüzeyindeki humus süpürülür ve böylece toprağın verimi azalır.
2. Kahverengi Orman Toprakları

Orta kuşakta nemli iklim bölgelerinde görülen topraklardır. Humus bakımından zengin, verimli top­raklardır. Aşırı yıkanma yoktur. Genelde koyu renkli­dirler.
3. Terra - Rossalar (Kırmızı)Topraklar

Akdeniz iklim bölgesine ait topraklardır. İçindeki demir oksit oranın fazlalığından dolayı kırmızı renk­tedir. Kalkerli kayaçların üzerinde oluştuğundan kireç oranı yüksektir. Bu nedenle verimlilik düşüktür.
4. Podzol Topraklar
Soğuk ve nemli iklim bölgelerinin topraklarıdır. Genellikle iğne yapraklı ağaçların altında oluşurlar. Topraktaki aşırı yıkanma nedeniyle humus oranı az­dır. Açık renkli olan bu topraklardan fazla verim alına­maz.
5. Tundra Toprakları

Kutupaltı iklimi de denilen tundra iklim tipine ait olan topraklardır. Kutuplara yakın alanlarda görüldü­ğünden yılın büyük bölümünde toprak donmuş halde­dir. Yaz mevsiminde sıcaklığın yükselmesiyle beraber eriyen karlar toprağa karışır ve bataklığa benzeyen alanlar oluşur. Bundan dolayı bu topraklar üzerinde tarım yapma olanağı bulunmamaktadır.
6. Çernezyom (Kara Topraklar)

Yazları yağışlı olan sert karasal iklim bölgelerinde görülen topraklardır. Yıkanma fazla olmadığı için hu­mus bakımından zengin olan bu topraklar Dünya'nın en verimli topraklarıdır. Humus oranının fazla olması renginin koyu olmasına neden olmuştur.
7. Çöl Toprakları

Çöl bölgelerinde görülen topraklardır. Yağışlar yok denecek kadar az olduğundan topraktaki kireç ve tuz miktarı fazladır. Mekanik çözülme sonucu oluşan bu topraklar tarıma elverişsizdir.
8. Kahverengi ve Kestane Renkli Step Topraklar

Orta kuşakta step ikliminin (karasal) görüldüğü alanlarda oluşan topraklardır. Yağış miktarı az olduğu için tuz ve kireç bakımından zengindir. Humus oranı az verimsiz olan bu topraklarda sulama yapıldığı tak­dirde tahıl tarımı yapılabilir.
B) İNTERZONAL TOPRAKLAR
İnterzonal topraklar ana kayanın ve yerşekillerin etkisiyle oluşmuş topraklardır. Topraktaki tüm hori­zonlar gelişmemiştir. Genellikle A ve C horizonlarına sahiptirler.
1. Halomorfik Topraklar
Kurak ve yarı kurak iklim bölgelerinde aşırı bu­harlaşma sonucunda suyun içindeki tuz ve karbonat gibi maddelerin toprağın yüzeyinde birikmesiyle olu­şan topraklardır. Tuzlu ve alkali topraklar olmak üzere ikiye ayrılır.
2. Hidromorfik Topraklar
Taban su seviyesinin yüksek olduğu veya batak­lık alanlarda görülen verimsiz topraklardır.
3. Kalsimorfik Topraklar
a) Vertisoller
Eski göl tabanlarındaki kireçli alanlar üzerinde oluşmuş topraklardır. Bu tür topraklarda kurak dö­nemlerde oluşan çatlaklara topraklar birikir, yağışlı mevsimde toprağın şişmesiyle çatlaklarda biriken top­rakların tekrar yüzeye çıktığı görülür. Bu nedenle bu topraklara dönen topraklar da denir.

b) Rendzinallar
Yumuşak kireç taşları üzerinde oluşan topraklar­dır. Alt kesimlerinde kireç miktarı fazladır. Koyu renkli topraklardır.
C) AZONAL (TAŞINMIŞ) TOPRAKLAR
Dış kuvvetlerin aşındırıp taşıdığı malzemelerin çukur alanlarda birikmesi sonucu oluşan topraklardır. Değişik iklim bölgelerinden gelen materyallerin birik­mesi ile oluştuklarından organik kalıntı ve humus mik­tarı fazladır. Bu nedenle verimli topraklardır.
1. Alüvyal Topraklar

Akarsuların taşıdıkları malzemeleri biriktirmesiyle oluşan topraklardır. Bu tür topraklara genellikle delta ovalarında rastlanır. Alüvyal topraklar geçirgen ve ko­lay işlenebilen topraklardır. Bu nedenle verimleri yük­sektir.
2. Lös Toprakları

Kurak bölgelerde rüzgarların taşıdıkları malzeme­leri biriktirmesi sonucu oluşan topraklardır. İnce taneli olan bu topraklar, mineral bakımından zengindir.
3. Moren Topraklar

Buzulların taşıyıp biriktirdiği topraklardır. Yüksek enlemlerde ve yüksek dağlarda görülürler. Mineral­ce zengin olmasına rağmen sıcaklığın düşük olduğu alanlarda görüldüklerinden tarıma elverişli değildirler.
4. Kolüvyal Topraklar

Eğimli yamaçlardan aşınan materyalin dağın eteklerinde birikmesiyle oluşan topraklardır. Dağlık bölgelerde yaygın olarak görülür.
5. Litosoller

Kolüvyal topraklar yamaçtan inen ince taneli ma­teryalin birikmesiyle oluşurken geride iri taneli malze­meler kalır. Bu iri malzemelerin oluşturduğu topraklara litosoller denir. Taşlı topraklardır.
6. Regosoller

Volkanlardan çıkan kum boyutundaki malzeme­ler üzerinde oluşan topraklardır.Humus bakımından fakirdirler ve verimleri düşüktür.
Toprak oluşumunda etkili olan faktörlerin karşılıklı etkileşimi, toprak tiplerini ve dağılışını anlamaya yardımcı olur.
Podzollaşma, lateritleşme, kalsifikas-yon, çoraklaşma ve gleyleşme gibi süreçler toprak rejimini oluşturur.
Podzollaşma:Topraktaki yıkanma olayıdır. Daha çok soğuk ve nemli iklim bölgelerinde görülür.
Lateritleşme: Sıcaklık ve yağışın etkisiyle çözülmelere bağlı olarak oluşur. Tropikal iklim bölgelerindeki topraklarda görülür.
Kalsifikasyon: Yetersiz yağışlardan dolayı toprakta kalsiyum birikmesine denir. Kurak ve yarı kurak iklim bölgelerinde görülür.
Çoraklaşma: Vadi ve havza tabanlarında ye-terli akışın olmamasına bağlı olarak meydana gelir. Kurak ve yarı kurak iklim bölgelerinde görülür.
Gleyleşme: Taban su seviyesinin yüksek olu-ğu alanlarda su fazlalığından dolayı toprakta oksijen eksikliği sonucu oluşur. Toprağın asitli olmasına yol açar.
YER ALTI SULARI VE KAYNAKLAR
Yağışlarla yeryüzüne inen suların bir kısmı akışa geçer, bir kısmı buharlaşır, bir kısmı bitkiler tarafından tutulur ve bir kısmı ise toprağa sızar. Yeraltı sularının oluşabilmesi için yüzeysel suların yeraltına sızması gerekir. Yeraltına sızan sular geçirimsiz bir tabaka üzerinde birikir ve yeraltı sularını oluşturur. Yer altı suyu taşıyan tabakalara akifer adı verilmektedir. Yeraltı sularının kendiliğinden yeryüzüne çıktığı yerlere ise kaynak ismi verilir.

Yeraltı suyunun miktarını ve beslenmesini, yağış miktarı, yüzeyin eğimi, bitki örtüsü ve taşların geçirimlilik özelliği belirler.
Suların yeraltına sızmasını etkileyen faktörler:
1.Arazinin geçirimlilik derecesi,
2.Yağış miktarı,
3.Yağışın şekli,
4.Sıcaklık ve buharlaşma,
5.Arazinin eğimi,
6.Bitki örtüsü.
Yağmur ve kar sularını yeraltına kolay sızdıran taşlara geçirimli taşlar denir. Geçirimli taşların başlıcaları, kumtaşı, çakıl taşı, kalker ve bazalttır. Geçirimli taşlarda oluşan tabakalardan geçerek dibe sızan sular geçirimsiz taşlardan oluşan tabaka üzerinde birikir. Geçirimsiz taşların başlıcaları, kil, şist, marn, granittir.

Özellikle arazinin geçirim derecesi etili olmaktadır. Geçirimsiz arazilerde sular yeraltına fazla sızamamakta, geçirimli ve kayaların gözenekli bir yapıda olduğu arazilerde sızma fazla olmaktadır. Özellikle yağışın çok ve arazinin geçirgen ve gözenekli olduğu yerler yer altı sularının çok olduğu alanlardır.
Yeraltı sularını besleyen kaynaklar:
1-Yağışlar,
2-Akarsular ve göller,
3-Eriyen kar ve buz sularıdır.

Yeraltı suları kayaların çatlaklarından veya tabakaların yamaç, vadi, faylar tarafından kesildiği yerlerden, ya da çeşitli şekillerde insanların açtığı kuyulardan yeryüzüne çıkar. Yeraltı sularının kendiliğinden yüzeye çıktığı yerlere de “kaynak” ( Göze, eşme, memba, pınar) denir.

Kaynak sularının kalitesi, suyun geldiği yerdeki kayanın kimyasal özelliğine bağlıdır. Silisli kayalardan çıkan kaynak suları, çözünmüş kireç içermediği için içme suyu olarak kullanılmaya uygundur. (Örneğin Uludağ, İzmir, Tokat, Niksar olduğu gibi). Kireçli arazilerden çıkan kaynak suları kireçli, jipsli arazilerden çıkan kaynak suları acı olduğu için içme suyu olarak kullanılmaya elverişli değildir.
Yeraltı sularının önemi:
1- İçme ve kullanma suyu temininde,
2- Yarı kurak ülkemizde yaz kuraklığında tarım alanlarının sulanması,
3- Sağlık ve turizm açısından önemli yeri vardır.
4- Kültür balıkçılığı ve son yıllarda paketlenip ihracatta önemli yer tutar.

KAYNAK ÇEŞİTLERİ ve ÖZELLİKLERİ

Yamaç (Vadi) Kaynağı
Yeraltına sızan suların bulunduğu tabakanın birvadi tarafından kesilmesi ile oluşan kaynaktır. Genellikle vadi yamaçlarında görülür.















Karstik Kaynak (Voklüz)
Karstik sahalarda kalker tabakaları arasındaki boşlukları doldurmuş olan yer altı sularının yüzeye çıktığı kaynaktır. Bol miktarda kireç içeren bu kaynakların suları genellikle sürekli değildir. Yağışlarla beslendikleri için karstik kaynakların suları soğuktur.


Şekillerin büyük hali için üstüne tıklayınız.

Fay Kaynağı
Geçirimli tabakalarda toplanan yeraltı sularının kırık hattını takip ederek yeryüzüne ulaşmasıyla oluşan kaynaklara fay kaynağı denir. Fay kaynaklarını suları genellikle sıcak olduğu için kaplıca ve ılıca adını alır.














Yerkabuğunun derinliklerinden geldiği için suları sıcak olan kaynaklara kaplıca ve ılıca denir.Bu kaynakların suları 36° den (insan bedeninin sıcaklığından) düşükse ılıca yüksekse kaplıcadır.Bu sular geçtikleri taş ve tabakalardaki çeşitli mineralleri eriterek bünyelerine aldıkları için mineral bakımından zengindir.

Gayzer
Volkanik bölgelerde basınç altında ısınan yeraltındaki suyun, belirli aralıklarla fışkırması ile oluşan kaynaklardır.Yeni Zelanda ve İzlanda'da yaygındır.


Artezyen Kaynağı
İki geçirimsiz tabaka arasında sıkışmış olan yeraltı sularının üstteki tabakanın delinmesine bağlı olarak fışkırarak yeryüzüne çıkan basınçlı yeraltı sularının oluşturduğu kaynaklardır.
www.harunyahya.org/.../res/artezyen.jpg
Konu ile ilgili tavsiyeler
Genel olarak şekilleri verilerek hangi tür kaynak oldukalrı sorulabilir.Yine kaynak sularının özellikleri sorulabilir.Karstik kaynaklar kireç bakımından zengindir bilgisi önemlidir.Artezyen basınçlı bir kaynak çeşididir.Gayzer de ise sıcak buhar ve su şeklinde püskürür.

Yer altı suları bol yağış alan geçirimli arazilere sahip alanlarda yaygındır.
AKARSULARIN GENEL ÖZELLİKLERİ
Akarsularla İlgili Terimler
1.Akarsu kaynağı: Akarsuyun doğduğu yerdir.

2.Akarsu ağzı: Akarsuyun herhangi bir denize veya göle döküldüğü yerdir.

3.Akarsu yatağı: Kaynakla ağız arasında uzanan, akarsuyun içinden aktığı çukurluktur.

4.Akarsu vadisi: Akarsuların, içinde aktıkları yatağı aşındırmalarıyla ortaya çıkan çukurluktur.
5.Akarsu havzası: Akarsuyun koları ile birlikte sularını topladığı alana denir Sularını denize ulaştırabilen akarsulara açık havza denir.Ancak, akarsular topladıkları suyu denize ulaştıramıyorsa, kara içinde bir göle dökülüyorsa veya yer altına sızıyorsa, bu tür akarsuların havzası kapalı havza dır.

6.Su bölümü çizgisi: İki akarsu havzasını birbirinden ayıran sınırdır. Genellikle dağların doruk noktalarından geçerler.
7.Akarsu ağı (Akarsu drenajı): Akarsu havzası, içindeki kollarıyla birlikte bir ağ oluşturur. Buna akarsu ağı (drenajı) denir. Havzanın eğimi, yapıyı oluşturan taşların cinsi ve tabakaların özelliklerine göre, değişik tipte akarsu drenajları oluşur.

8.Akarsu debisi (akımı): Akarsu yatağının, herhangi bir kesitinden geçen su miktarının m3/sn cinsinden değeridir.

Debiye etki eden faktörler:
İklim (yağış sıcaklığı)
Bitki örtüsü
Havzadaki büyük kaynaklar ve yer altı suları
Yatağın geçirimliliği
Dağlardaki kar kalınlığı
Göller
İnsan
9.Akarsu rejimi: Akarsuyun yıl içerisindeki debi değişiklikleridir. Akım düzeni olarak da adlandırılır.
Su seviyesinde fazla değişiklik olmayan akarsuların rejimleri düzenlidir.

Aylara ve mevsimlere göre, seviye değişikliği fazla olan akarsuların rejimleri düzensizdir.
Rejime etki eden faktörler
Yağış rejimi
Yağış biçimi
Akarsu kaynağı
Sıcaklık ve buharlaşma
Havzanın genişliği
Arazinin şekli ve eğimi
10. Akarsu hızı:Akarsuyun birim zamanda aldığı yoldur (m/sn). Akarsu hızı muline denilen bir araçla ölçülür.

11.Hız çizgisi:Akarsu hızının en fazla olduğu noktaları birleştiren çizgidir.

12.Sürekli akarsu: Yatağında her zaman su bulunduran akarsudur.

13.Geçici akarsu: Yatağında her zaman su bulundurmayan, bazen kuruyan akarsudur.

14.Taban seviyesi: Akarsular aşındırmalarını derine, yana ve geriye doğru yaparlar. Hiçbir akarsu yatağını deniz seviyesinin daha altına kadar ışındıramaz. Bu seviyeye taban seviyesi denir.

15.Yamaç gerilemesi: Özellikle nemli iklim bölgelerinde yamaçlar hem alttan, hem de sel sularıyla üstten aşınırlar. Bunun sonucunda yamaç gerilemesi olayı meydana gelir ve yamaç profili oluşur.

Üzerimizdeki Kara Bulutlar | Greenpeace Akdeniz

Üzerimizdeki Kara Bulutlar | Greenpeace Akdeniz

2 Ekim 2013 Çarşamba

GÖLLER VE OLUŞUMLARI

GÖLLER ve OLUŞUMLARI


Tanımı : Karalar üzerinde çanak ve çukur alanlarda birikmiş olan durgun su kütlelerine göl denir. Kara içlerinde yer su alanlar ne kadar büyük olursa olsun , denizlerle bağlantıları yoksa göl adını alır


.

Göller , kapalı havza ve açık havza oluşturan göller olmak üzere iki bölüme ayrılır. Kapalı Havza oluşturan göllerin , dışarıya akıntısı yoktur. bu göllerin suları tuzlu, acı veya sodalıdır. Kimi göller ise fazla sularını gideğen yada su yalağı adı verilen bir akarsu ile dışarıya boşaltır. Dışarıya akıntısı olan göllerin suları tatlıdır. Ayrıca bir gölün suyundaki tuzluluk oranı yağış ve buharlaşma koşullarına göre de değişir.

Göllerde su seviyesi sürekli değişmektedir. Mevsimler arasında gölü besleyen kaynakların sularında görülen değişimler göllerin su seviyesini değiştirir. Örneğin; İç Anadolu Bölgesinde yer alan Tuz gölünde yaz aylarında yağışın olmamasından dolayı gölün büyük bir kısmında sular çekilmektedir.

Göllerin yeryüzündeki dağılışı düzensizdir. Bazı bölgelerde birden fazla göl birbirine çok yakın olacak şekilde oluşurlar. Dünyada en fazla göl İskandinavya yarımadasında bulunan Finlandiya'da bulunmaktadır. Ülkemizde ise Güney Marmara , Antalya bölümünün kuzeyi ve Van gölü çevresi göllerin sıklaştığı yerlerdir.


GÖLLERİN OLUŞUMLARI VE ÇEŞİTLERİ

I. DOĞAL GÖLLER

a) Tektonik Göller :
Dağ oluşum hareketleri kırılarak çöken çanakların sular tarafından doldurulmasıyla oluşan göllerdir. Derinlikleri diğer göllere göre fazladır.

Örnek : Afrika'da doğusunda yer alan , Çad,Tanganika , Rudolf, Victoria , Edward ve Nyasa gölleri , Akabe körfezinin kuzeyinde yer alan Lût Gölü , Asya'da yer alan Baykal ve Aral Gölleri

Örnek Türkiye'den ; Tuz gölü , Akşehir ,Eber Acıgöl , Burdur, Hazar , İznik , Sapanca, Ulubat ve Kuş Gölü (Manyas ).

b) Volkanik Göller : Volkanik faaliyetlerle oluşmuş çanaklarda suların birikmesi oluşmuş bulunan göllerdir. Göl , yanardağın zirvesindeki baca ağzında oluşmuşsa krater gölü , yanardağ konisinin patlaması ile uçması sonucu oluşan geniş çukurlarda ise kaldera gölü , patlama çanaklarında oluşmuşsa maar gölü adı verilir.


Örnek : Nemrut Kaldera gölü , Karapınar yakınlarındaki Acı göl ve Meke Tuzlası maar gölleri, Isparta yakınlarında Gölcük Krater gölü.



c) Karstik Göller : Karstik bölgelerde karstlaşma sonucu obruk , polye gibi çanaklarda suların birikmesi ile oluşan göllerdir.

Örnek : Elmalı polyesindeki Karagöl , Korkuteli'nin batısındaki Söğüt gölü , Bucak yakınlarındaki Kestel gölü , Obruk platosunda Kızören, Meyil , Çırakdeniz , İmraş ve Ereğli yakınlarındaki Akgöl.



d) Buzul Gölleri :Buzul aşındırması ile oluşan çanaklarda suların birikmesi ile oluşan göllerdir. Bu göllere sirk gölleri adı da verilir.

Örnek : İskandinavya yarımadası ve Kanada'daki göllerin önemli bir bölümü ile ABD ve Kanada arasındaki büyük göller bu şekilde oluşmuştur.

Türkiye'de buzul gölleri 4.jeolojik zamanın ikinci yarısında oluşmuştur.Kaçkar , Mescit , Esence , Aladağlar , Bingöl , Buzul , Tendürek'te buzul göllerine rastlanır.

B) Set Gölleri Akarsu vadilerinin doğal bir setle kapanması sonucu oluşan göllerdir. Seti oluşturan faktör göle adını verir.


a) Alüvyal Set Gölü : Akarsuların taşımış olduğu alüvyalların bir akarsu vadisinin önünü kapaması sonucu oluşur .

Örnek : Ankara'da yer alan Mogan , Eymir , Adapazarı yakınlarında yer alan Sülük gölü, Ege bölgesinde yer alan Köyceğiz ve Çamiçi ( Bafa ) gölü.


b) Heyelan Set Gölü : Heyelanlar sonucunda vadi önlerinin kapanması ile oluşur.

Örnek : Sera ( Trabzon ) ve Tortum ( Erzurum ) , Abant ve Yedigöller ( Bolu ).


c) Lav Set Gölü(Volkanik Set Gölü ) : Volkanizma sırasında çıkan lavların vadi önlerini kapaması sonucu oluşan göllerdir.

Örnek :Erçek gölü, Van gölü , Nemrut gölü .


d) Moren Set gölü : buzul aşındırması sonucunda açığa çıkan moren yığınlarının setler şeklinde birikmesiyle vadi gerisinde oluşan göllerdir.

Örnek : İskandinavya yarımadasındaki göllerin büyük bir kısmı bu şekilde oluşmuştur. Türkiye'de örneği yoktur.



e) Kıyı set gölü ( Lagün ) :Deniz kıyılarında koy veya körfez önlerinin kıyı okları kıyı kordonları yardımı ile kapanması sonucunda oluşan göllerdir.

Örnek : Büyük ve Küçük Çekmece gölleri , Ölüdeniz.


II. YAPAY GÖLLER

Elektrik enerjisi elde, sulama ve içme suyu temin etmek yada su baskınlarını önlemek amacı ile vadi önlerinin insanlar tarafından çeşitli setlerle kapanması sonucu oluşan suni göllerdir.

Örnek : Atatürk , Keban , Karakaya , Hirfanlı , Hasan Polatkan ...

29 Eylül 2013 Pazar

11. sınıflar için Ekosistemlerin İşleyişi